TR
Tasarıma dönük bir araç olarak fotografinin estetik konseptini, nesnenin durumuna dönük açılımında kontur, doku, biçim (form); öznenin nesne karşısındaki kişiselliğine dönük açılımında ise denge, proporsiyon (oran/orantı-altın oran), ritim, perspektif, bakış açısı, zaman/an, ışığın özellikleri bütünler. Bir fotografik göstergenin oluşumunda bu kavramların yanı sıra tasarımı gerçekleştiren kişinin hayal gücüne gereksinim duyulur.
Fotografik gösterge olarak ortaya konulacak eserin estetik ve sanat değerinin ve ifade gücünün etkisinin artırılması amaçtır. Sadece olanı olduğu gibi aktarmak, kendinden bir parça katmamak sanatın doğasına terstir. Bu nedenden dolayı fotografik göstergenin gerçeküstü anlatımı içleyecek şekilde yapılandırılması gerekir. Bu yaklaşımda ürün veren sanatçılar görme eylemine hayal güçlerini de ekleyerek gerçeküstü eserler ortaya koymuşlardır. Bu doğrultuda Pulitzer, “İnsanlık tarihini ya da kendi zihinsel aktivitemizi bir incelemeye tabi tuttuğumuzda gördüğümüz ilk şey, hiçbir şeyin olduğu gibi, olduğu yerde, biçim değiştirmeksizin kalmadığı, bütün her şeyin hareket halinde, oluş ve geçiş halinde bulunduğu, fikirlerin değişikliğe uğradığı bir tablo” olduğunu ifade etmiştir.
Çalışmalarımın yapılandırılmasında geleneksel fotografinin dışına çıkmayı, nesnel gerçekliği manipüle ederek, algılanan gerçekliğin ötesinde öznel gerçekliğe ulaşmayı amaç edindim diye ekleyen Doç.Ahmet Süreyya Koçtürk’ün sergisi Nişantaşı Üniversitesi NeoTech Campus’te gerçekleşti.